KIYI KUMULLARI VE TOPRAK HARİTACILIĞI
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=86835

Türkiye toprakları bir bütün olarak il kez Harvey Oakes adlı bir yabancı tarafından araştırıldı. Tespitler bir kitap ve harita olarak 1954 ile 1958 arasında 3 kez yayınlandı. Bu tarihten sonra Türkiye’de bir zamanlar Köy işleri Bakanlığı ve buna bağlı Topraksu Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan pek çoğu yurt dışında uzmanlık çalışması yapmış toprak etütçülerinin haritaları 1970 yılından sonra basılmaya başladı.  Bu uzmanlar başta zamanın uydu ve hava fotoğrafları da olmak üzere pek çok olanaksızlıklara rağmen Türkiye’ye birçok toprak haritaları kazandırdı. Bu toprak haritaları şunlardı:

1.  İl toprak kaynağı envanter raporları

Türkiye’de o dönemde mevcut 67 il için çıkan bu kitapların arazi çalışmaları 1966 - 1971
yıllarında yapıldı ve kitaplar 1970 - 1975 yılları arasında basıldı. Arazide 1/25.000'lik haritalarla çalışılmasına rağmen kitaplara 1/100.000'lik siyah-beyaz toprak haritaları kondu.

Bu haritalara göre Türkiye’deki kıyı kumulu sayısı 105’dir

2.  İl arazi varlığı raporları

1980 - 1982 yılları arasında arazi etütleri yapılan bu haritalar 1983 yılından itibaren basılmaya başlanmıştır. 1/100.000’lik renkli toprak haritaları bu raporların içine konmuştur. Bu haritalar “İl Toprak Kaynağı Envanter Raporları” nın yeniden gözden geçirilerek basılmaları idi.

Bu haritalara göre Türkiye’deki kıyı kumulu sayısı 110’dur.

Yakın dönemde bu haritalar 1/25.000’lik olarak elektronik ortamda hazırlanmış ve döner sermayece ilgilenenlere satılmıştır.

3.  İl verimlilik envanteri ve gübre ihtiyaç raporları

1983 yılından itibaren her il için çıkarılan bu raporlara 1/100.000’lik renkli toprak haritaları eklenmiştir.

4.  Havza toprakları

Türkiye’deki havzalardan sadece 19’u için bu raporlar hazırlandı ve kitaplara 1/200.000’lik renkli toprak haritaları eklendi.

Yakın dönemlerde Köyişleri Bakanlığı, Köyhizmetleri Genel Müdürlüğü ve bunların bünyesindeki Toprak Etüt Şubesi kaldırılmış ve yetişmiş uzman kadrolar heba edilerek geri dönüşü olmayan bir yola girilmiştir.

Bu haritalardan sonra Türkiye’nin artan nüfusuna, artan tarım topraklarına ve artan çevre sorunlarına vb. bağlı olarak toprak varlığımızdaki değişimler, toprak haritalarının periyodik olarak yenilenmemesi ile ilgili olarak izlenememektedir. Özellikle doğrudan toprak yapısına bağlı kıyı kumul, kıyı tuzcul, kıyı acısu, kıyı bataklık vb. gibi birçok büyük yaşam ortamının varlığının durumu da takip edilememekte.

1966 - 1971 yılları arazi etütlerinde tespit edilen 105 ve 1980 - 1982 yılları arazi etütlerine göre ise tespit edilen toplam 110 kıyı kumulu artık Türkiye’de yok. Yeni toprak haritaları yapılmadığından Türkiye’de kaç kıyı kumulunun kaldığı ve bu kumulların uzunlukları, denizden itibaren genişlikleri ile ne kadar alan kapladıkları belli olmadığından, bizim kıyı kumulları konusunda ne kadar acil tedbirler almamız gerektiğini resmi karar vericiler isteseler de sağlıklı olarak karar veremezler.

Daha önceki yazılarımızda belirttiğim gibi Türkiye modern bir ülke olmak istiyorsa “Toprağın Kullanım Planlamasını” da yapmak zorunda. Bu planlamayı da örneğin her 10 yıl gibi periyotlar içinde yenilemeli. Bunun için yenilenen toprak haritaları temel alınarak örneğin ekolog, bitki sosyoloğu, zoolog, toprakçı, jeomorfolog, arkeolog vb. gibi bölgeye göre çeşitli disiplinlerden oluşan uzmanların ortak arazi çalışmaları sonucu Türkiye topraklarında doğanın, tarihin, kültürün korunacağı, tarımın yapılacağı, yerleşim yerlerinin genişleyeceği alanların vb. bilimsel olarak tespit edilmesi gerekir.

Bu yapılacak planlara herkesin uymasının da yasal zorunluluk olması gerekiyor. Aksi takdirde bugünkü düzen devam eder, devlet veya özel kişiler “toprak benim, rant için istediğimi yaparım” süreci yine devam eder. Bu sürecin devamı durumunda da doğal, kültürel ve tarihi değerler ile değerli tarım arazilerini vb. bir daha geri gelmeyecek şekilde kaybederiz.

Umarız ilk ve son ayrıntılı arazi çalışmalarının yapıldığı 1966 - 1971 yıllarının ardından geçen 40 yıldan sonra toprak haritaları yapmanın önemini diğer modern ülkeler gibi devletteki karar vericiler tekrar anlar ve bu eksikliği giderecek adımları atarlar.

6 Ekim 2011 - 8:52:19 PM - 3 günlük
Ekleyen editör: Prof. Dr. Turhan USLU